24 Haziran 2009 Çarşamba

KütüphaneSever Bülten Sayı 2



Bir Kütüphane...

Orhan Kemal İl Halk Kütüphanesi - İstanbul

Cemalettin Taşkın - Orhan Kemal İl Halk Kütüphanesi

Adres: Ordu Cad.No:33 Beyazıt / İstanbul

Telefon: 0212 5181742

E-posta: kutuphane34@kultur.gov.tr

Katalog Tarama: http://88.255.50.85/web/catalog/search.php

Açık Olduğu Günler ve Saatler : Pazartesi-Cumartesi 08.30-17.00

TARİHÇE

Orhan Kemal İl Halk Kütüphanesi'nin binası 1470-1475 yılları arasında para basmak amacıyla Darphane-i Amire olarak inşa ettirilmiştir. Yapıldığı devrin sivil mimarisinin en güzel eserlerinden biri olan bu bina çeşitli yangın ve depremlerle harap olmuştur. 1707 yılında Sultan III. Ahmed’in başkadını Ümmetullah Hatun tarafından sebil, çeşme ve mektep ilavesiyle yeniden “Simkeşhane-i Amire” olarak inşa ettirilmiştir. Binanın avlusunda Bizans Teodos takının kalıntıları vardır. 1958 yılında Beyazıt-Aksaray yolunun genişletilmesi sırasında Simkeşhane binasının giriş cephesi olan kuzey kanadı yıktırılmıştır. İşlevlerini yerine getiremeyen bina, bakımsızlık yüzünden harap hale gelmiş ve uzun süre kullanılmamıştır. Restorasyonuna 1960’lı yıllarda İstanbul Şehir Kütüphanesi Kurma ve Yaşatma Derneği tarafından başlanılmış daha sonra Kültür Bakanlığı’nın da katkıları ile 1976 yılında tamamlanmıştır.

Daha önce Fatih Millet Kütüphanesi binasında bulunan İstanbul İl Halk Kütüphanesi 16.11.1981 tarihinde Simkeşhane Binasına taşınarak burada hizmete başlamıştır. 11 Aralık 2001 tarihinde Kültür Bakanlığı onayı ile kütüphaneye Orhan Kemal adı verilmiştir.
Üç katlı olan binanın birinci katı Basma Yazı ve Resimleri Derleme Müdürlüğü’ne tahsis edilmiştir. İkinci katta Danışma, Konferans Salonu, Çocuk Bölümü, Süreli Yayınlar Bölümü ve Teknik Hizmetler Bölümü vardır. Üçüncü katta Sergi alanı, kataloglar, idare bölümü, Yetişkinler Bölümü, Ödünç Verme Bölümü ve yazışmaların yapıldığı bürolar bulunmaktadır.


KÜTÜPHANENİN AMACI

Bir "Halk Kütüphanesi" olarak her yaştan ve her seviyeden din, dil, cinsiyet ayrımı yapmadan bilgiye ulaşmak isteyen okurun isteklerini karşılamaktır. Ayrıca Orhan Kemal İl Halk Kütüphanesi İstanbul iline bağlı tüm ilçe kütüphanelerinin kendisine bağlı olması nedeniyle de önemli bir konuma sahiptir.
HİZMET BİRİMLERİ

Çocuk Bölümü : 16 yaşından küçük okuyucuların kullandıkları bölümdür. Bu bölümdeki kitaplar daha çok okumaya yeni başlayanlar için çok resimli az yazılı kitaplardır. Ayrıca Danışma kaynakları da (ansiklopedi, sözlük vb.) mevcuttur. Çocuk Bölümünden yararlanan okuyucular üye oldukları takdirde Türk ve Dünya edebiyatının seçkin kitaplarını (Ömer Seyfettin, Kemalettin Tuğcu, Jules Verne vb.) alarak evlerinde okuyabilirler.

Süreli Yayınlar Bölümü : Düzenli olarak dergiler takip edilebilir ve günlük gazeteler okunabilir. Kütüphaneye güncel, bilim, sanat ve edebiyat (Bilim Teknik, Varlık, Popüler Bilim vb.) konularında yaklaşık 70 adet süreli yayın gelmektedir. Resmi Gazete günlük olarak gelmektedir ve isteyen okuyucuların yararlanması sağlanmaktadır. Ayrıca bu bölümde geçmiş yılların dergileri ciltlenmiş olarak raflara yerleştirilmiştir.

Yetişkinler Bölümü : 16 yaşından büyük okuyucular bu bölümü kullanır. Ansiklopedi, sözlük gibi danışma kaynakları ve çeşitli konulardaki kitaplar Yetişkinler Bölümünde bulunmaktadır. Kitaplar okuyucunun raflardan arama yapabilmesi ve istediği kitabı salonda okumak için alabilmesi şeklinde düzenlenmiştir.

Ödünç Verme Bölümü : Türk ve Dünya edebiyatının seçkin eserleri (roman, öykü, şiir, deneme vb.) Ödünç Verme Bölümündedir. Kütüphaneye üye olan herkes bu bölümden istediği kitabı 15 gün süre ile ödünç alabilir. Üye olabilmek için kimlik bilgileri yeterlidir.
İnternet Erişim Bölümü : Bakanlığımız tarafından sağlanan 15 adet bilgisayar ile ücretsiz olarak internet hizmeti verilmektedir. 1 adet yazıcı ve 1 adet tarayıcı ile kullanıcıların istekleri karşılanmaktadır. Ulaştırma Bakanlığı tarafından kurulan Kamu İnternet Erişim Merkezinde de 16 adet bilgisayarla internet hizmeti verilmektedir. Türk Telekom tarafından kablosuz internet ağı (Wi-Fi) kurulmuş olup kendi bilgisayarı ile gelen kullanıcıların yararlanması sağlanmıştır.
Etkinlikler : Konferans Salonunda güncel konularda (8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Kütüphane Haftası, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı vb.) toplantı, konferans, panel, sergi ve yarışmalar düzenlenmektedir. 1983 yılından bu yana her yıl düzenlenen ve gelenekselleşen “Güzel Masal Anlatma Yarışması” 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Haftasında yapılmaktadır. Bu yarışmaya ilköğretim okullarının 3.,4.,5. sınıf öğrencileri katılabilmektedir. 1996 yılından itibaren Yaygın Kültürel Eğitim Planı çerçevesinde Türk Süsleme Sanatları (Tezhip-Minyatür) kursları düzenlenmektedir.

Kütüphaneden Yararlanma Biçimi: Her bölümün (Çocuk, Süreli Yayınlar, Yetişkinler, Ödünç Verme) ayrı ayrı katalog dolapları vardır. Her kitap için Konu katalogu, Yazar adı katalogu, Kitap adı katalogu olmak üzere üç ayrı katalog hazırlanmaktadır. Konu katalogu için hazırlanan fişlerin sol köşesine yazılan konu numaraları yerleştirmede esas alınır. Yazar adı ve Kitap adı katalogları alfabetik olarak düzenlenmiştir. Okuyucu aradığı kitabın yazarını biliyorsa ya da çeviren, derleyen gibi kitaba emeği geçenlerden herhangi birini biliyorsa bunların soyadlarına göre düzenlenen yazar kataloguna; kitabın adını biliyorsa kitap adlarına göre düzenlenen kitap adı kataloguna başvurur. Aranan kitabın yazarı ya da adı bilinmiyorsa konu katalogundan yararlanılır. Ayrıca kütüphanede bulunan kitapların hepsi Milas kütüphane programına kaydedilmiştir. Milas programından kitap adı, yazar adı ile tarama yapılabilir. Katalogtan saptanan konu numarası ile aranan kitap raftaki yerinden bulunacaktır. Açık raf sistemi ile hizmet verilen Yetişkinler Bölümünde kitapların raflara yerleştirilmesi konu numaralarına göre yapılır. Kitapların sınıflandırılması Dewey Onlu Sınıflama Sistemine göre yapılmıştır.
Personel : Müdür, 1 Müdür Yardımcısı, 2 Kütüphaneci, 1 uzman, 1 memur, 1 şöför, 4 güvenlik görevlisi, 1 geçici işçi olmak üzere toplam 13 personel kütüphanede görev yapmaktadır.
Teknik Donanım: Kütüphanede 29 adet Bilgisayar, 9 adet yazıcı, bulunmaktadır.

...Bir Kitap


Yazının İcadından Bilgisayar Çağına Kütüphanelerin Hikayesi / Fred Lerner, Bileşim Yayınevi, 2007

Yeliz Uluçay - İş Bankası Kütüphanesi

Lerner, yazının icadından günümüze tüm evreleriyle kütüphanelerin hikayesini anlatıyor. Bu aynı zamanda kitabın, okumanın, eğitimin ve kütüphanecilerin öyküsüdürde. Kitapta İskenderiye kütüphanesi, manastır kütüphaneleri, doğunun ve batının kraliyet kütüphaneleri, kitap kiralama merkezleri, soyluların evlerindeki kütüphaneler ve benzerleri anlatılırken günümüz teknolojisi ve gelişmeleri de unutulmamış. Yazar size dolu dolu bir tarih kitabı okuduğunuzu hissettirmeyi başarıyor ve akıcı üslubu sayesinde merakınızı giderirken masal okuyormuşçasına rahat ve keyifli bir okuma gerçekleştirme olanağı sunuyor.Kütüphaneciliğin tarihinin anlatıldığı bölümde çok ilginç bilgiler yer alıyor örneğin Leibniz’in ya da Goethe’nin başarılı birer kütüphaneci olduklarını pek kimse bilmez ya da o çapkınlığıyla ünlü Casanova’nın on yılı aşkın bir süre kütüphaneci olarak çalıştığını. Satır aralarında bu tür şaşırtıcı bilgilere rastlamak kitabı okuma heyecanınızı arttırıyor. Ayrıca kütüphane türlerine yer verilirken günümüzdeki ve geçmişteki işlevleride çok güzel açıklanmış. Bu konuda da çok başarılı kitap.Özellikle klitabın son bölümü olan Geleceğin Kütüphaneleri adlı bölümde yayıncılığın, kütüphanelerin ve kütüphaneciliğin geleceği alternatif senaryolarla sunulurken çok güzel tespitler yapılmış. Anlaşılır ve çok fazla teknik konuda boğulmadan sunulmuş bir bölüm olması, meslek dışı bireylerin okurken biz kütüphanecilerin sıkça aralarında tartıştıkları bu konuları kolayca anlamasını mümkün kılacaktır diye düşünüyorum. Benim kitapta en sevdiğim unsurlardan biri kütüphanelerin; hizmetlerinde, çağın gereklerini ve teknolojik gelişmeleri yakından takip eden, her döneme kolayca uyum sağlayabilen kurumlar olduklarını kitabı okurken çok daha iyi görüyor olmaktır. Kısacası kütüphanelerin varlığının ihtiyaçtan ortaya çıktığını devamınında çağa kolayca ayak uydurabilmesinden geçtiğini görmenizi sağlamasıdır. Kütüphaneler binlerce yıldır varlığını bu şekilde koruyabilmiş ve bundan sonrada bu şekilde devam edecek. Her zaman yaşadığı çağa ayak uyduracak, insanlar bilgiye ihtiyaç duydukça daima var olacak yeryüzünde okuma yazma bilen(ya da sadece öğrenmek isteyen) son bir insan kalana dek. :) Alıntı: http://kutuphaneciden.blogspot.com/2009/05/yaznn-icadndan-bilgisayar-cagna.html

Not: Bu kitabı bir kütüphaneden ödünç alıp okumak isterseniz aşağıdaki bağlantılardan size en yakın kütüphanenin çevrimiçi kataloğunu tarayabilirsiniz...

Rastlantısal Kütüphaneler: Açık Kitap Dolapları

Sabine Tenta, Serbest gazeteci


Almanya’nın bazı kentlerinde sokaklarda duran küçük kütüphanelere „açık kitap dolapları“ deniyor. Herkes ekleme ya da eksiltme yapabiliyor. Günün yirmi dört saati açıklar ve dermeleri sürekli değişmekte.
Yağmur bile Bonn halkını açık kitap dolaplarından uzak tutamıyor. Şehirdeki beş dolabın bulunduğu caddelerden birinde, Poppelsdorfer Bulvarı’nda bir hareketlilik var. Genç bir kadın çabucak arabasından inip büyük kestane ağaçlarının altındaki kütüphaneye yeni kitaplar bağışlıyor: Biri, Allan ve Barbara Pease’den Erkekler Neden Dinlemez, diğeri de Robert Menasse’nin Selige Zeiten, brüchige Welt’i. Şimdi hepsi başka 200 yapıtla birarada iki metre yüksekliğindeki cam kapaklı bir dolapta duruyor. „Açık kitap dolapları“ fikri basit olduğu kadar dâhice: Herkes kitap alabilir ve koyabilir. Bürokrasiden uzak, günün her saati, yılın her günü. Kütüphaneler kullanıcıları gibi renkli ve çok yönlü: Edebiyat kitapları yemek kitaplarının yanında duruyor, bilgisayar rehberleri psikolojik araştırmalara yaslanıyor. Öğrenciler, ev kadınları, emekliler ve evsizler gelip gidiyor. Bazıları tesadüfen farkediyor, bazıları dümeni doğrudan dolaba kırıyor. Bonn Halk Vakfı’ndan Nicole Schmidt „burası aynı zamanda bir iletişim noktası“ diyor. „İnsanlar kitaplar aracılığıyla hemen sohbete başlıyorlar“.

Sosyal bir sanatsal tasarım olarak kütüphane
„Açık kitap dolapları“ Bonn Halk Vakfı’nın 2003 yılında düzenlediği bir fikir yarışmasının sonucu. Trixy Royeck o yıl önerisiyle jüriyi ikna etmişti. O dönem Mainz’da iç mimarlık okuyordu ve sanatçı ikilisi Clegg & Guttmann’dan ilham almıştı. Bu ikili daha doksanlı yılların başında Avrupa’da açık kütüphaneler tasarlıyorlardı. Önce Avusturya Graz’da sonra Almanya Hamburg ve Mainz’da. Clegg & Guttmann açık kütüphaneleri sosyal bir sanatsal tasarım olarak görüyor. Çünkü konulan kitaplar ve kitaplara nasıl davranıldığı sanatçılara göre o semtin yapısını yansıtıyor. „Yağma ya da kitap dolaplarının başka amaçlar için kullanıldığına neredeyse hiç tanık olmadık“ diyor Nicole Schmidt. Bunca yıldır tek bir grafiti yapılmamış. „Biz de biraz şaşırıyoruz ve tabii ki çok seviniyoruz“. Bir istisna dışında: „Karnavalın kadınlar gecesinde biri Beuel semtindeki kitapları ateşe vermiş“. Bu yüzden bu kütüphane karnaval döneminin beş çılgın gününde istisnai olarak kapanıyor.

Hava şartlarına dayanıklı
Bonn halkı kitap dolaplarını sadece sıklıkla kullanmakla kalmıyor, kendilerini onlardan sorumlu da hissediyor. Bazı gönüllüler aşırı sağcı, pornografik ya da başka türlü yakışıksız içerikli kitapların konmamasına dikkat ediyor. Ayrıca arada bir cam kapakları siliyorlar. „Bazı gönüllülerin adını bilmiyoruz bile“ diye açıklıyor Nicole Schmidt. „Hatta bazen yoldan geçenler kitapları şöyle bir düzenliyor“. Ya da örneğin, rüzgardan kapakların biri yerinden çıkmışsa telefon ediyorlar. Dolap kapaklarının zaman zaman değiştirilmesi sürekli çıkan tek masraf. Bu masraf da tamamıyla bağışlardan karşılanıyor. „Bu kitap dolapları tamamen kendi kendine işliyor“ diye seviniyor vakıf çalışanı. Bonn’da en son 2008 Ağustos’unda yeni yaptırılan iki dolabın tanesi 6.000 Avro’ya mal olmuş. „Kapaklara daha iyi bir mekanik takıldı, otomatik olarak kapanıyor“ diye açıklıyor Schmidt. Camlar da hava koşullarına daha uygun, ayrıca kitapların ağırlığından eğilmeye karşı daha sağlam yapılmış. Paslanmaya dayanıklı özel bir çelik karışımından oluşan çerçeve kullanılmaya devam ediliyor. Çelik ve camdan oluşan bu konstrüksyon betona gömülü duruyor. Böylece bu açık kitap dolapları zorlu fırtınalara da göğüs gerebiliyor. Uzun yağış dönemlerinde bile kitaplar nemlenmiyor çünkü değişim çok hızlı: „Bazı kitaplar dolapta sadece beş dakika duruyor“.

Tren yolculuğuna hazırlık
„Rafta tutmak kitaba eziyettir“ sloganı internetteki kitap değişim platformu Bookcrossing’e ait. Burada da okuyucular kendileri organize oluyor ve okunmuş kitaplarını bir karşılık beklemeksizin dolaşıma sokuyorlar. Bookcrossing’den farklı olarak açık kitap dolapları çok daha yerel bir organizasyon. Çevrimdışı olarak da erişilebilir durumda ve spontane okumalara her zaman açık. Bonn Poppelsdorfer Bulvarı’ndaki kitap dolabı tren garının hemen yakınında. Nicole Schmidt bunun büyük bir avantaj olduğunu biliyor: „Trene binmeden buradan geçen birçok kişi yolcukları için bir kitap alıp birkaç gün sonra geri getiriyor“. Ya da çok beğenirlerse kitabı geri vermiyorlar; buna karşın başka bir kitap bağışlıyorlar. Bu herhalde hiçbir kütüphanenin sunamayacağı bir özgürlük. Bu fikrin, kenti ziyaret eden turistlerce kendi şehirlerine de taşınması Bonn Halk Vakfı’nı özellikle sevindiriyor: „Sık sık bunu nasıl organize ettiğimize dair telefonlar alıyoruz. Sonra da şehirlerindeki yeni kitap dolaplarıyla ilgili basında çıkmış haberleri yolluyorlar“. Artık Hannover, Darmstadt ve Bayreuth’ta da açık rastlantısal kütüphaneler mevcut. Dolapların içersinde birbirinden tamamen farklı kitaplar, çokca sosyal angajman ve başka yerlere de götürülebilecek bir fikir var.

Sabine Tenta- Serbest Gazeteci; Köln'deki Westdeutscher Rundfunk Radyo ve Televizyonu için de çalışıyor. Çeviri: Meltem Arun
Copyright: Goethe-Institut e. V., Online-Redaktion, Ocak 2009
Bu makaleyle ilgili sorunuz varsa şu adrese yazabilirsiniz: online-redaktion@goethe.de
Alıntı: http://www.goethe.de/ins/tr/lp/wis/bib/tr4048459.htm



Bir Köşe Yazısı: Okumak / İclal Aydın - Vatan

Birkaç gün önce... Babamın bana en büyük iyiliğinin sekiz yaşıma girdiğim yıl elimden tutup beni şehir kütüphanesine üye yapması olduğunu anladım.


Ben babamın aksine çok kitap okunan bir evde büyüyordum. Hepsi ciltlenmiş yüzlerce kitapla dolu kitaplığın önünde hayran hayran rafları seyreder, kitap sırtlarındaki yaldızlı harfleri okuyabileceğim günü beklerdim. Derken okumayı öğrendim, ikinci sınıfa geçtim ve babamla el ele tutuşup büyük kütüphaneye gittik. Kayıt masasına iki vesikalık fotoğraf verdik. Biriyle bana bir dosya açtılar ve arkadaki geniş kocaman dolaba koydular. Diğerini de sürekli cebimden çıkarıp baktığım ve kimbilir hangi taşınma sırasında kaybettiğim “kütüphane kimliği”me yapıştırdılar.Babam beni çocuk kitapları katında bıraktı ve yukarı çıktı. Sessiz, kocaman pencerelerinden içeri sıcacık güneş dolan salonda, sıra sıra ahşap büyük masaların ve kitap dolu rafların arasında birkaç kişi sessizce oturuyordu. Bir süre etrafı seyrettim. Yerimden hiç kıpırdamadan. Sonra ürkek adımlarla en soldaki kitaplığa yürüdüm. Pencereden yandaki ilkokulun bahçesi görünüyordu. Elimi bir kitaba uzattım, üzerinde “Bir Şeftali, Bin Şeftali” yazıyordu. Kütüphanede geçirdiğim bu ilk öğle sonrasını nedense hiç unutmadım.

***

Kütüphanenin sıcak, tozlu sessizliğini arada bir taş merdivenlerden gelen bir topuk tıkırtısı ya da demir kapının kalın gıcırtısı bozardı. Kitapları seviyordum ama eski kitapları daha çok seviyordum. Atlasları ve resimli ansiklopedileri bir de... Büyük dünya atlası üzerinde küçük kırmızı arabayı gezdirerek bana dünyayı tanıtan babam birkaç yazıma ve bir öyküme bu sebeple konuk olmuştu. Yağmurlu öğleden sonraları portakal suyu sıkarak, limonlu kek ikram eden halam da pencerenin önündeki kanepede yağmurun sesi, sobanın sıcağıyla kitap okuma keyfini öğretmiş ve bugün sahip olduğum okuma aşkında babam kadar belirleyici rol oynamıştır...Velhasıl küçücük bir çocukken kitap okumak yapılması emredilen, uygun bulunan, dayatılan bir eylem değil tam tersine, büyüleyici bir oyun ve ayrıcalık olarak sunulmuştu bana.Bu yüzden hep çok sevdim kitap okumayı...

***

Bunları neden anlattım size?Birkaç gün önce Los Angeles’taki yaşamına nokta koymuş olan bir arkadaşım yeniden İstanbul’a uyum sağlamaya çalışırken alışveriş merkezlerinin dışında bir kitapçı bulamadığından yakınıyordu. Amerika’daki kütüphane ve kitapçı anlayışının onu ne kadar etkilediğini kahve, kitap kokusunun, sessizliğin içindeki kültürel huzurun, arzu ettiğin her kitaba ulaşabilme lüksünün onu nasıl değiştirdiğini anlattı. Oraya yerleşmeden önce asla kitap okuyamadığını ama orada kitaplara ve kitaplıklara karşı müthiş bir ilgi geliştirdiğini ve bu değişimin kitap okumak baskısından uzak kalmakla ilintili olduğunu ekledi. Entelektüel birikimine sonsuz saygı duyduğu babası okuması için çocukluğundan bu yana o kadar baskı yapıyordu ki ona duyduğu öfke arkadaşımı kitaplardan uzaklaştırıyordu. Oysa yeni bir dil öğrenirken büyüttüğü merak ve kitap kokusu onu değiştirmişti işte...O bunları anlatırken ben de yukarıda okuduğunuz satırlardaki yıllarıma döndüm...Son söze gelince... Son sözü yok işte bu yazının. “Bu yazıyı okuyun” diye kimse size baskı yapmadığına göre bunları zaten biliyorsunuz... Okumak özgürleştirir, hepsi bu! Bu cümleyi yanınızda okumayan biri varsa ona fısıldasanız bile yeter...
Alıntı: http://www9.vatanim.com.tr/haberdetay.asp?tarih=08.11.2008&Newsid=207719&Categoryid=4&wid=10, 8 Kasım 2008




Kısa Kısa Kütüphane

Şener Yelkenci - Sakarya İl Halk Kütüphanesi


Beyazıt Devlet Kütüphanesi 125 Yaşında http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=862581&title=beyazit-devlet-kutuphanesi-125-yasinda
Kütüphane Vizyonumuz http://www.erzurumgazetesi.com.tr/default.asp?page=haber&id=29989
Şırnak'a Kütüphane Projesi http://www.haberkonya.com/haber/2748/Sirnaka_kutuphane_projesi_odul_getirdi.html
Metin And Kütüphanesi http://www.aa.com.tr/en/cer-atolyelerine-metin-and-kutuphanesi-2.html
Kütüphane Açılışı http://www.lpghaber.com/Konya%60da-Genc-Musiad%60dan-Kutuphane-Acilisi--haberi-233822.html
Kütüphanelerimiz http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=187521&RefNo=21
Muhabirden Anlamlı Kampanya http://www.sirnakhaber.net/muhabirden-anlamli-kampanya-haberi-1260/





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder