Bir Kütüphane...
Bakıköy Rıfat Ilgaz İlçe Halk Kütüphanesi
ADRES : Kartaltepe Mah. Yavuklular Sok. No. 2
34740 Bakırköy / İSTANBUL Kütüphaneye İncirli otobüs durağında inip Aydın Sokak’tan yürüyerek veya metro İncirli durağından Bakırköy yönüne doğru yürüyerek 2-3 dakikada ulaşabilirsiniz.
ÇALIŞMA SAATLERİ
Pazar Dışında HERGÜN
Yaz Dönemi 08.30-17.00
Kış Dönemi 08.00-16.30
Web Adresi: http://www.bakirkoykutup.gov.tr/
Katalog Tarama: http://88.255.50.85/web/catalog/search.php
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü'ne bağlı olarak 27 Mayıs 1979 tarihinde hizmete açılmıştır. Açıldığında " Bakırköy İlçe Halk Kütüphanesi " olan adı, 19 Mart 1993 tarihinde " Bakırköy Rıfat Ilgaz İlçe Halk Kütüphanesi " olarak değiştirilmiştir. 4 katlı olarak yapılan ve 2001-2005 yılları arasında onarımdan geçerek yenilenen Kütüphanede kullanıcılara yönelik hizmetler çağdaş bir kütüphanecilik anlayışıyla verilmektedir.
Kütüphanenin Bölümleri
1-Yetişkinler Bölümü : Koleksiyonda bulunan , yetişkinlere yönelik her tür kitap bu salonda açık raf sistemi ile kullanıcıların hizmetine sunulmuştur.
2-Çocuk Bölümü : 0-16 Yaş grubundaki okuyuculara yönelik kitap ve kitapdışı materyaller bu salonda yine açık raf sistemi ile kullanıma sunulmuştur.
3-İnternet Erişim Bölümü : Kütüphaneye üye olan okuyucular ücretsiz olarak internet erişim hizmetinden yararlanabilirler.
4-Süreli Yayınlar Bölümü : Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca Kütüphane adına abone olunan dergilerin son sayıları ile önceki yıllara ait ciltlenmiş dergiler bu bölümde bulunur. Ayrıca ansiklopedi ve sözlüklerden oluşan danışma kaynaklarına ve abone olunan 2 adet günlük gazeteye de yine bu salonda kolayca ulaşabilirsiniz.
5-Konuşan Kitaplık : 10 Mayıs 2007 açılmış olan bu bölümde, gönüllü okuyucular tarafından stüdyoda seslendirilen kitaplar CD’lere aktarılarak görme engelli vatandaşlarımıza dağıtılmakta ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı web sitesinde internet ortamında da dinlenilebilmektedir.
Sosyal ve Kültürel Etkinlikler
Kütüphanede mevcut hizmetlerin dışında, yine Bakanlıkça veya Bakırköy Halk Eğitim Merkezi ile işbirliği yapılarak belirli zamanlarda düzenlenmekte olan Görme Engelliler Bilgisayar Eğitimi, Hızlı Okuma Teknikleri, Tezhip, Hat Sanatı gibi uygulamalı ve eğitici kurslar da düzenlenmektedir.
Kütüphanenin konferans salonunda değişik zamanlarda panel, konferans, söyleşi, tiyatro gösterisi vb. etkinlikler halka açık ve ücretsiz olarak düzenlenmektedir.
ÜYELİK
Kütüphaneye giriş serbest ve ücretsizdir. Üyelik yalnızca kitap ve kitapdışı materyalleri ödünç almak ve internet erişim hizmetinden yararlanmak için gereklidir. Kütüphaneye üye olmak için TC Kimlik Numaralı nüfus cüzdanı yeterlidir. Ödünç verme süresi en çok 15 gündür. Bu süre okuyucunun isteği üzerine, bir defaya mahsus olmak üzere 15 gün uzatılabilir. Üyelikler her yıl yenilenir.
... Bir Kitap
Dewey: Dünyanın Kalbine Dokunan Kütüphane Kedisi / Vicki Myron, Pegasus, 2009
Yeliz Uluçay - İş Bankası Kütüphanesi
Bugün Dewey'i okumayı bitirdim bir kaç şey söylemek istiyorum.Kitabı okumaya başladığımda benim için önemli olan bir halk kütüphanesinde yaşananları bir kütüphanecinin anlatması ve sevimli bir kedinin olayın kahramanı olmasıydı. Ama kitapta hayat, hayaller ve çalışmak üzerine güzel bir öykü buldum. Kitap, sevdiğim edebi bir üsluba sahip olmasa ve bazı yazım yanlışları okurken gözüme fazlasıyla batsa da çok özel bir deneyim sunuyor.ve Dewey gerçekti...http://www.spencerlibrary.com/deweypics.htmkütüphanede öyle :)http://www.spencerlibrary.com/Son olarak kitaptan bir alıntıya yer vermek istiyorum..."İşte hayat bu. Hepimiz zaman zaman traktörün bıçakları arasından geçeriz. Hepimiz yara bere içinde kalırız, kesiliriz.Bazen bıçaklar çok derin keser. Şanslı olanlar birkaç çizik, biraz kanla atlatırlar ama yine de bu en önemli şey değildir. Önemli olan orada sizi kapıp kurtaracak birnin olması, size sımsıkı sarılacak ve herşeyin yolunda olduğunu söyleyecek birinin bulunmasıdır."s. 297.
Alıntı: http://kutuphaneciden.blogspot.com/2009/03/dewey-dunyann-kalbine-dokunan-kutuphane.html
Not: Bu kitabı bir kütüphaneden ödünç alıp okumak isterseniz aşağıdaki bağlantılardan size en yakın kütüphanenin çevrimiçi kataloğunu tarayabilirsiniz...
Halk Kütüphaneleri için: http://www.ekutuphane.org/liste.html
Üniversite Kütüphaneleri için: http://www.kutuphane.sakarya.edu.tr/index.php?pid=sanal&url=27
Kurum Kütüphaneleri için: http://www.kutuphane.sakarya.edu.tr/index.php?pid=sanal&url=28 Okul Kütüphaneleri için: http://www.kutuphane.sakarya.edu.tr/index.php?pid=sanal&url=26
Bir KütüphaneSever Hikaye...
M.SIDIK KILIÇ - Mustafa Kemal Üniversitesi
Toplum Gönüllüleri Benim Kütüphane Projesi Adına
Kitaplar Diyarında Zorlu Geçmişler
“Entelektüel bir şehir, bilgiye aç insanlar, büyük ve bakımsız bir kütüphane ile birkaç “Toplum Gönüllüsü” gencin hikâyesi nasıl başlar bilmiyorum ama deniyorum, az sonra yazacaklarım gibi.
Güneş batmak üzere, koşa koşa mesai saatine yetişmeye çalışırken; bu projeye başlayabilir miyiz, eksiklikleri giderebilir miyiz, başarılı olabilir miyiz…? gibi sorular kafamızı kurcalarken, Hatay Cemil Meriç İl Halk Kütüphanesi tabelasının altında, güler yüzlü bir müdürün, Ümmü Hanım’ın karşısında bulduk kendimizi.
Mesai saati bitmesine rağmen bizi içeri alan ve kütüphaneyi gezdiren Ümmü Hanım, anlattıklarıyla bir umut doğurmuştu. Çok fazla eksik vardı, aylarca uğraşılacak sorunlar bizi bekliyordu. İşimiz zordu, yükümüz ağırdı ama bu ağırlığın altında da ezilmeyecek gönüllüler vardı.
İlk iş ATAK’tı. İki katlı ve çok büyük kütüphanenin neresine dönsek bir sorun çıkıyordu. Ellerimizde kağıtlar yaklaşık 40 büyük problem belirlemiştik ve 20’sine gücümüz yeter diye kabul etmiştik. Profesyonel bir işçilik isteyen kütüphaneyi onarıp boyayacaktık.
İlk dönem, 90 katılımcıyla 2 günlük atak yapmıştık ve yerel kaynağı çok fazla kullanmıştık. Bundan dolayı kaynak çalışmamız uzun ve verimli sürdü. Girdiğimiz dükkanlarda kütüphane ismi geçince irkilen insanlar gördük. Yerini bilmeyen, hatta gereksizliğini savunanlarla tartıştık. Günlerce diken üzerinde gezdik. Sanki her şey karşımızdaymış gibiydi. Atağa bir gün kala boyaları bize gönderecek firmanın vazgeçtiğini öğrendik.
Hava kapanmaya başlamış, 30 katılımcı yarın sabahki atak için hazırlık yapmaya eve gitmişti. Acil durum ilan edilip kaynağa çıktık. Bir yandan yağmur yağıyor, diğer yandan firmalar destek olmuyor ve hararetli tartışmalara konu açıyordu. Antakya’nın son beş yıldır gördüğü en büyük yağmurda boyacıların adresleri ellerimizde, sırılsıklam geziyorduk; tarih ve balık kokan çarşıda.
9 kişi başladığımız kaynak çalışmasını 2 kişi bitirdik. Kadın gönüllüleri, özellikle hasta olanları oy birliğiyle evine, dinlenmeye gönderdik ve sonra göndermeler devam etti. Boyaların ve fırçaların yaklaşık %40’ını 6 saat sonra kaynakla bulmuştuk, kalanını bize cömertçe gönderilen proje parasından aldık ve…
Son gittiğimiz boyacı dükkânında ikram edilen çayın mükemmel tadıyla, birazda hasta olmanın siniriyle atak gününü anımsıyorum; 35 Toplum gönüllüsü ve kocaman, sorunlu bir bina. Zaman kaybetmeden gruplara ayrıldık;
Boyacılar; sayısı en az ve işi en zor olan guruptu. Tavan, taban, alçı, kireç … ne ararsanız. Tüm hünerlerini gösterdiler ve ilk defa batırmadan boya yapılabileceğini gösterdiler.
Sanatçılar; 5 tane güzel sanatlar öğrencisi gönüllümüzden olaşan bu grup çocuk bölümünü, buzhaneden çocuk parkına çevirdi; kocaman karikatürler ve kolona el basma sanatıyla.
Ameleler: İlk stajını Bek atakla yapan, inşaat bölümü öğrencileri. Kütüphanenin girişine bir yapay bahçe yaptılar. Aslında haftalar boyunca bize bir şeyler açıklamaya çalışan bu çalışkan gruptan hiç ümitli değildik ama yapılan köşeyi görünce … Ellerine ve yüreklerine sağlık
Temizlikçiler: Atak boyunca hiç durmayan tek organdı. Yemek molasında bile bir yerleri silip süpüren, ellerinden ilaçları ve bezleri düşmeyen eğlenceli bir gruptu.
Belki yanlıştır böyle ayırmam, belki kırıcıdır ama bir bütün parçalarının bütünlüğünün kuvvetiyle son halini alır, büyük bütünlüğü oluşturur: TOG’u MKÜTOG’u.
Atağımızın başarısını kütüphane haftasında aldığımız tebrik belgesiyle veya Vali Bey’in övgü dolu sözleriyle değil; çocukların kendine güvenen sözlerle, keşke beni de çağırsaydınız, bende büyüyünce toplum gönüllüsü olacağım, lütfen sürekli gelin… SİZİ TEBRİK EDERİM ABİLERİM VE ABLALARIM, KÜTÜPHANEDEKİ SESSİZLİĞİ FIRÇALARINIZDAKİ SESLERLE BOZDUĞUNUZ VE BİZİ GÖRMEYE GELDİĞİNİZ İÇİN…
5 gün ayrılmadık kütüphaneden. Kitap bulma yarışması, Kütüphane Star Şarkı Yarışması, Satranç Turnuvası,
O hafta bilginin, kitapların gözetiminde çocuklarla buluştuğumuz ve varlığımız yaşamla bütünleştirdiğimiz en güzel haftaydı. Zaten sonra çıkmadık kütüphaneden, iki hafta bilgisayar kursu verdik, otomasyon çalışmalarına, etiketlemeye yardımcı olduk, sergiler açtık ve Hatay’da Kütüphanenin olduğunu duyurmaya çalıştık.
Kitap okuma eyleminde bir yaşlı dedemiz anı defterimize bakarak; Ne güzel, okuyorlar ve okutuyorlar demiş ve kütüphanenin yeni görünümü üzerine bizi tebrik etmişti, hala Hatay’lı kitap severlerden aldığımız tebrikler gibi;
YÜREĞİNİZE SAĞLIK ÇOCUKLAR
Bir mesaj daha yüklenmiştik; herkesin farklı ama bir olduğunu anlatan bir mesaj. Onun içinde Atak lazımdı ve Ulusal olmalıydı derken zorluklar ve güzelliklerle oldu. Yaklaşık bir ay ihmal ettiğimiz kütüphaneye Aydın ağabeyle tekrar döndük. Bu sefer yanımızda büyük bir gönüllü yazar Süleyman BULUT da vardı.
Çocuklarla söyleşecek olan Süleyman ağabeyden önce bizler sahnedeydik. Küçük bir arkadaşımız parmak kaldırarak; “Ben sizi tanıyorum, siz tog’lularsınız. Burayı boyayanlar, hani beraber oyun oynamıştık ve siz bizi de toglu yapmıştınız. Ben her gün artık buraya geliyorum ve yerleri kirletmiyorum…”
Büyük bir kahkahayla gülmüştük yerleri kirletmiyorum sözüne, anlamamıştık. Tıpkı kütüphaneye ilk girdiğimizde umutlandığımız gibi, büyük sorunların olduğunu unutmuştuk. Unutarak, eleştirmeyerek değiştirdik ve öğrenerek geliştik.
İlk girdiğimizde karanlık ve soğuk gelen kütüphaneden artık çıkasımız yok. Galiba ilk dönem için galip geldik; yeni galibiyetlere gebe bir yazar söyleşisiyle.
Kısa kısa kütüphane
Şener Yelkenci - Sakarya İl Halk Kütüphanesi
Okyay: Klasik korkusu çizgi romanla bitecek
http://www.ntvmsnbc.com/id/24980707/
Kitap gazetesi
http://www.remzi.com.tr/kitapGazetesi.asp?id=3&ay=7&yil=2009&bolum=1
Türk Edebiyatı Dergisi
http://www.turkedebiyati.com.tr/Sayfala.asp?nereye=dergiyazilari&ID=26
Kütüphane Kullanıcılarının Erişim Desenlerinin Keşfi
http://www.bilmuh.gyte.edu.tr/datamining/files/kutuphane-erisim-desenleri-h-takci.doc
Kütüphaneler Sanal Güzergahlara Mı Dönüşüyor?
http://yunus.hacettepe.edu.tr/~tonta/yayinlar/tonta-istanbul-mayis-2006-bildiri.pdf
Özkonak Halk Kütüphanesi
http://www.ozkonder.org/Default.aspx?pageID=94&nID=518
Kocaeli İl Halk Kütüphanesi
http://www.kocaelikutup.gov.tr/
Konya Selçuklu
http://www.konyahaber.com/haber/yaz-tatilinde-kutuphaneye-ugrayin-35996.htm
Dedikodu
http://www.essek.gen.tr/smf/index.php?action=printpage;topic=52334.0
Hatay Cemil Meric Il Halk Kutuphanesi
http://www.hatayzafer.com/index.php?gosterim=metin&okod=6346
Bursa Büyükşehir Belediyesi Şehir Kütüphanesihttp://www.bursa-bld.gov.tr/icerik.asp?kat=13&id=41'
Özürlülere Kütüphane Hizmeti'http://www.rehabilitasyon.com/action/haber/63/Ozurlulere_Kutuphane_Hizmeti-3572
Çocuğum Okumuyor Demeyin...http://www.egitimekrani.com/haber.php?haber_id=3174
Orhan Kemal İl Halk Kütüphanesihttp://kelimelerinsessizligi.blogspot.com/2009/07/orhan-kemal-il-halk-kutuphanesi.html
Camilere kütüphanehttp://gencturkhaber.com/ali-bardakoglu-cami-kutuphane-kitap-okuma-diyanet.html,015479
Yakılan Kütüphanelerhttp://kalburda.com/f10/yakilan-kutuphaneler-14850/
"Orhan Kemal'i Yaşar Kemal'e yeğliyorum"http://sesameporter.sosyomat.com/blog/3419650
Ali Aksakalhttp://www.siirdostu.com/sairler/ali_aksakal/
Bir Köşe Yazısı: İstanbul'a Mutlaka Bir Kütüphane Yapılmalı / Doğan Hızlan - Hürriyet
’İSTANBUL’a bir kütüphane yapılmalı’ (17 Aralık 2008) yazım üzerine okurlarımdan e-postalar aldım. Yazımda Prag’da 2011 yılında açılacak kütüphane binasından söz etmiştim. 2010 proje kapsamının en anlamlı maddesinin kütüphane olacağını belirtmiştim.
Edindiğim bilgiye göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul için kütüphane projesini içeren dosya ona sunulduğunda eski Rami Kışlası’nın kütüphane yapılmasını uygun görmüş. Sonrasını bilmiyorum. Eğer bu kütüphaneyi tamamlarsa rahmetli Başbakan Adnan Menderes’ten sonra İstanbul’a kütüphane için emek veren ikinci hükümet başkanı olur.
Çünkü Dişçilik Okulu da dönemin Beyazıt Devlet Kütüphanesi Müdürü Muzaffer Gökman Ankara’ya kadar gidip, Başbakan’ın yanına çıkıp binayı istemesi üzerine ona verilmişti. Kütüphanenin bugünkü durumunu ona borçluyuz.
İstanbul’a kütüphanenin gerekliliğini savunanların çoğu yurtdışında yaşayan okurlarım. Elbette kitapseverler, elbette kütüphaneci dostlarım her zaman olduğu gibi yürekten destek verdiler.
Türkiye’de yaşayanlar da bu kriz ortamında böyle bir konuyu gereksiz gördüklerini yazdılar.
Bazı kimseler var ki, günlük politika merkezkaçında öylesine dönüyorlar ki, kültür sözü onları adeta rahatsız ediyor.
Hele bir kesim var ki, gri diye bir rengin farkında değiller, ya siyah ya beyaz.
Söyleyecekleri de karamsarların ortak cümlesidir:"Memleket elden gidiyor sen kütüphanelerle uğraşıyorsun."Kimisi din elden gidiyor sözünü diline pelesenk etmiş, kimi de laiklik elden gidiyor sözünü.
Eğer kütüphane yapmazsak, kitaplarla bir kuşağı eğitmezsek, o zaman memleket elden gider, bunu fark etmeyecek kişiler de bunu söyleyenlerdir.
* * *
İSTANBUL Bilgi Üniversitesi’nin Kütüphane ve e-kaynaklar Direktörü Serdar Kátipoğlu, bu girişimin bir kampanyaya dönüştürülmesinden yana.
O da bu konularda Radikal 2’de yazıyor.
Dr. H. Lemi Yurdakul, Amerika’dan, doğduğu yeri, ülkesini destekliyor:
"Ben 55 senedir USA’da çalışan bir Türk doktoruyum. Nihayet cami, medrese yerine kütüphane ismini duyduk, inşallah düşünceniz çoğalır. Yurdun her tarafındaki mevcut kütüphanelerin hali içler acısı.
Niğde Bor Kütüphanesi’ne iki sene evvel uğradığımda, bilgisayar rica ettiler, tabii hemen temin ettim, bütçelerinin çok dar olduğundan şikáyet ettiler, kütüphanelerin durumları inşallah bu çabalarla düzelir.
"Yarım yüzyıl yurtdışında yaşayan bir yurttaşımızın ilgisi beni çok mutlu etti, hele kütüphaneye bağışı unutmayışının bir göstergesinin altını çizmek gerekir.
Okurum Neclá Sarıkaya da, USA’nın Montana eyaletinde 30 bin kişilik küçük bir şehirde yaşıyor.
Üniversitenin kendi içinde birçok kütüphanesi varmış, kütüphanede bulunmayan kitap hemen sağlanıp okura gönderiliyor.
Fakat asıl dikkatimi çeken, okurumun anlattığı şehir kütüphanesi.
"İki yıl önce eski yerinden yeni yerine taşındı. 18 milyon dolara malolan yeni kütüphanede toplantı odaları, kafe, sergi salonları, çocuk kütüphanesi ve çocuk oyun odaları var. Modern bir yapı ile şehrin önemli bir yapısı.
Sürekli internet bağlantıları ile gerek kendi laptopunuzu kullanıyorsunuz gerekse size sağlanan bilgisayarları var. Benim de sıkça faydalandığım bu kütüphanenin maliyeti olan 18 milyon doların bir kısmı belediyece ödendiği gibi büyük bir kısmı da halk tarafından bağış yapılarak tamamlandı."
* * *
İSTANBUL’UN kültür başkenti olgusu bazı girişimler için önemli bir başlangıç noktası.
Kütüphaneyi de böyle düşünmeli.
Yalnız devlet, hükümet, belediye değil sivil toplum kuruluşları da buna destek vermeli.
22 Aralık 2008
Alıntı: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/10617446_p.asp
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder